You are here
Home > WORLD > WRC > Loeb; “2011’den Sonra Bırakabilirim”

Loeb; “2011’den Sonra Bırakabilirim”

Kitabınızı kızınıza ithaf ettiniz. Bununla ona vermek istediğiniz mesaj nedir?
Valentine neredeyse 3 yaşında. Kitap hayatımın çok özel bir özetini içerse de henüz bununla ilgilenmek için çok küçük.  Eğer biraz büyüdüğünde bununla ilgilenirse bu kitap herşeyi öğrenmesi için hazır olacak.

Geçtiğimiz yıl Galler’de yarışın son eteplarından önceki gece Valentine nefes darlığı sorunu yaşamıştı…
Valentine o gece büyük annesiyle benimkine yakın bir odada kalıyordu.  Saat 22.30 civarında şikayeti başladı. Bir ara neredeyse hiç nefes alamıyordu, çok etkilenmiştim. Yardım gelene kadar onu rahatlatmaya ve nefes almasını sağlamaya çalıştım. O gece sadece iki saat uyuyabildim. Sabah kalktığımda çok yorgundum ama kendime güvenim yerindeydi ve böylece yarışı kazanmayı başardım.

Başka çocuk sahibi olmayı düşünüyor musunuz?
Belki bir gün yarış kariyerim bittikten sonra. Ben tek çocuktum ve bununla ilgili hiç sıkıntı yaşamadım. Arkadaşlarım aynı zamanda kardeşlerim gibiydi.

Eşiniz Severine yeterince sık “Seni seviyorum.” demediğinizi söylüyor. Duygusal bir insan değil misiniz?
Hislerimi çok fazla dışa yansıtan bir insan değilim diyebiliriz. Çiçekler, hediyeler, sevgi sözcükleri bana göre değil. Fakat bu duygularımın büyüklüğünü engellemez.

İlişkinizin başlangıç adımını atan da O muydu?
Evet.  Katıldığım bir ralliye gelmişti, orda tanıştık. Daha sonra bana kartviziti ve cep telefonu numarasını eklediği bir tebrik mektubu gönderdi. Ben de onu aradım.

Tehlikeli bir sporla uğraşıyorsunuz. Eşiniz için de zor bir durum olmalı. Bu sebeple yarışmayı bırakmanız olası mı?
Hayır. Eşim bir ralli pilotu ile evleneceğini zaten biliyordu. Yarışmanın benim için önemini de çok iyi biliyor. Ralli karakterimin bir parçası ve sonuçta bir kamikaze pilotu da değilim.

Eğlenmek için, ya da herneyse, üç tekerlekli bisikletle merdivenlerden zıplayarak inerken düştünüz, sağ gözünüzün altındaki iz burdan kalma. Babanıza ait römorkun üzerinden amuda kalkarak  çatıya tırmandınız. Ve bugüne kadar ondört bisiklet “tükettiniz.”
Bir o kadar da mobilet var. Onları tamir ettiğimden daha hızlı bozuyordum. Başkalarının yapamadığı numaraları yapabilmek en sevdiğim oyundu.

Köyünüzün yollarında mobiletinizle hız yaparken duramayıp bir araca çarptınız. Yeterince usta değil miydiniz?
Bu doğru ancak çok büyük bir olay değildi. Ayrıca o zamanlar benim gibi hız tutkunu gençlerin gidip hevesini giderebileceği bir yer yoktu. Malesef bu durum şuan da çok değişmiş değil.

Oğlunuz olsa ve bu şekilde davransa ne yapardınız?
Onu ralliye yönlendirirdim. Bunun için sebeplerim var.

İki tekerlekliler, otomobil, helikopter, tüm araçları seviyorsunuz sanki. Hatta ordudayken Amx-30 tank dahil kullandınız.
Evet, ama izin verilen kapalı yollarda.

Kitabı okurken 2005 yılında hayatını kaybeden babanızla aranızdaki inanılmaz bağ hissediliyor…
Oğluna karşı daha iyi olabilecek bir baba görmedim. 3 yaşımdan itibaren eğitim verdiği spor salonuna birlikte gittik. Çok şey paylaştık, birlikte bir çok sporu yaptık. Her zaman evde olmasa da ilişkimiz çok güçlüydü.

Liseye kadar çok iyi olan eğitim hayatınız burada düşüşe geçti. Ne değişmişti?
Gerçeği söylemek gerekirse okuldayken pek çalışmıyordum. 3. sınıfa kadar tek ilgim okuldu ancak sonra arkadaşlarımın farklı şeylerle uğraştığınız görünce ben de öyle yapmak istedim. O zamanki önceliğim matematik ödevleri değil arkadaşlarım ve araba kullanmaktı. Plan yapmayıp anı yaşıyordum. Aslında hala böyle düşünüyorum.

1998 yılına kadar özel bir şirkette asgari ücretle elektrik tesisatları ile uğraşıyordunuz. 6 yıl sonra Dünya Ralli Şampiyonu oldunuz. Bu bir peri masalı mıydı?
Biraz, hatta evet. Hayatımın ilk 22 yılında şu an yaptıklarımın olacağını düşünmemiştim. Tanıştığım insanlar konusunda şanslıydım. Kendimi çok hızlı geliştirmemi sağladılar. Bana önemli imkanlar sundular.

En çok para kazanan Fransız sporculardan birisiniz. Parayla ilişkiniz nasıl?
Tutkumu yaşayarak para kazanmayı seviyorum. Ancak bana göre bütün amaç para olmamalı. Şu anda iyi bir yerde yaşayıp iyi bir arabaya binecek, istediğimde güzel bir restorana gidebilecek kadar param var ve bu yeterli. Büyük lüksüm ise helikopterim.

İsviçre’de yerel bir markette şort ve terliklerinizle alışveriş yapabiliyorsunuz, bu önemli mi?

Öncelikle alışveriş yapmayı hiç sevmem, soruyu yanıtlamak gerekirse sürekli imza dağıtmak ve her reyonda fotoğraf çektirmek istemem, İsviçre’de de bu konuda rahatım.

İsviçre’ye yerleşmenizin, özellikle bu ülkeyi seçmenizin vergilerle ilgisi var mı?
Sadece o değil. Burada Fransa’da asla bulamayacağım çok sakin bir hayatım var. Güzel bir ülke; hem doğaya yakınım hem de lojistik açıdan iyi bir konumu var. Maddi olarak da evet biliyorum ve anlıyorum ki bir yarışçının kariyeri çok uzun değil. Benim ve ailemin geleceğini düşünmek zorundayım.

En kötü yönünüz sabırsızlığınız, peki en iyi yönünüz ne?
Kesinlikle kararlılığım. Spor salonunda üst düzeyde çalışırken tek birşey düşünürüm: “Tek amacım kazanmak, bunu başaramıyorsam bırakırım.”

Takım arkadaşınız Sebastien Ogier şu an ralli dünyasının gündeminde, o sizi düzenli olarak geçmeye başlarsa da bırakır mısınız?
Sanırım evet. Belli bir noktadan sonra şansımı zorlamak çok anlamlı gelmiyor bana. Ancak tabi ki kariyerime son noktayı koyacak olan bir başkası olmayacak. Bu kararı yalnızca ben verebilirim ve sanırım bu 2011 sezonundan sonra olacak.

İsimleri ve tarihleri hatırlamakta zorlanıyorsunuz. Ancak bir rallinin etaplarını tüm virajlarıyla aklınızda tutabiliyorsunuz. Bu nasıl oluyor?
Bunu açıklayamam, tamamen doğal bir durum. Yoldaki bir taşı bile hatırlamak için bir yere bir kez gitmem yeterli. Bu sayede siste farlarımı açmadan araba kullanmayı bile başarmıştım.

“Ralli pilotluğu içten gelir, Formula 1 ise meslektir.” diyorsunuz. Bunu biraz açabilir miyiz?
Tabi ki yetenek gerektiren bir sporla uğraşıyorum ve şanslı bir şekilde bu yeteneğe sahibim. Ayrıca düşünerek ve dikkatli hareket eden bir insanım ve ralli de bir şekilde mantık gerektiriyor.

Solak olmanın ve gözlerinizin çok iyi görmesinin rallideki başarınıza yardımı oluyor mu?
Kesinlikle, bunların dışında… Bir yerlere hızlı bir şekilde gitmeliyim, ama koşmayı sevmiyorum.

Her ralli gününün sabahında yaptığınız farklı bir ritüeliniz var, önce duş, sonra bir takla sonra 3 fincan sert kahve..
Otel koridorundaki takla vücudumun tam olarak uyandığını onaylamak için.

Genel olarak apolitik bir insansınız ancak yeşil bir çevreci bilekliğiniz var. Bu motorsporlarıyla biraz ters düşmüyor mu?

Bir ralli aracı havayı Tour de France karavanının kirlettiğinden daha az kirletiyor. Aslında herşey göreceli. Tamam motorlarımız benzin tüketiyor ve CO2 bırakıyor ama abartıldığı kadar değil. Ayrıca ben kesinlikle çöplerimi doğada bir yerlerde bırakmam.

Önemli bir sporcu olarak yediklerinize çok dikkat etmeniz gerekir.  Bu pek size göre değil mi?
Eskisine göre az yemek yesem de itiraf ediyorum ki beslenmem daha çok McDonald’s ve kebap üzerine kurulu. Ancak ne kadar yesem de kilo almama özelliğim var. Şu anda son on yıldır olduğu gibi 71 kiloyum.

Kariyeriniz boyunca bir düzine büyük kaza yaşadınız. Bundan dolayı bir korkunuz var mı?
Sanırım biraz var. Kariyerimi bitirmeyi düşündüren sebeplerden biri de bu. Şimdiye kadar yeterince risk aldım ve artık bu kadar riski almak istemiyorum. Şu an tek motivasyonum aldığım keyif.

Çeviri : OZAN EMRE YAZICI

Top