2010 sezonunun sona ermesine yakın Mini projesinin açıklanması ile birçok eski dedikodu küllerinden doğarak motorsporları dünyasında dalga dalga yayılıp hepimizde heyecan yaratmıştı. Bu dedikodulardan en çok ilgi çekeni elbet ki Volkswagen Grubu olmuştu.
Volkswagen firması sportif imajını genelde grubun diğer firmaları olan Seat, Skoda, Audi ve Porsche ile yansıtırken, son yıllarda Rally Raid tarzı Dakar ve benzeri yarışlarda kendi kocaman logosunu da kullanır olmuştu. Dedikodular ile birlikte herkes WRC’ye hangi marka ile dönüleceğini tartışmaya başladı. 1980’lerin efsanesi Audi’mi, halihazırda IRC’nin tozunu atan Skoda mı, diye devam eden konuşmaların ışığında Grup Yönetim Kurulunda ana marka olan Volkswagen’ın Rally Raid dışında da motorsporları branşlarında yer alacağının açıklanması ile isim belli olmuş oldu.
Bundan sonra süreç daha ilginç bir hal aldı tabi ki. Bir kısım şasinin Golf temeli üzerine kurulacağı, diğer bir kısım ise Scirocco’nun 2010’da zaten öncü araç olarak start aldığından bunu bir işaret olduğunu iddia ettiler. Bu arada bunları iddia edenlerin hepsi Alman ve İtalyan motorsporları basını. (Evet oralarda böyle bir şey var.) İsveç RallisiQnde ne zaman açıklama yapılır bugün mü yarın mı derken, “güvenilir” bir kaynak, Portekiz dedi.
Sabırsız bekleyişi dedikodular süslemeye devam ederken, Meksika öncesi Alman devinin Loeb’e bol sıfırlı bir anlaşma önerdiği duyuldu. Loeb anında cevabı yapıştırdı. “Kazanabilecek her şeyi kazanmışken neden yeni bir firma ile macera arayışına gireyim. Böyle bir teklif bile gelmedi. Gelse de cevabım budur.” dedi.
Bu cevap şampiyon sürücü ile başarılara koşan Alman aracı rüyası görenlere hüsran oldu. Gün geldi Portekiz Rallisi zamanı yaklaştı. Ama firmadan bir ses basın toplantısı için bir hazırlık vb. çıkmayınca dedikoducular “güvenilir” kaynağın peşine düştü. Allahtan o kaynağın (yaw kimdir bu kaynak?) yeni bir haberi vardı ve en azından bu doğru idi. Firma WRC’yi hazırlamak için Peugeot, Citroen ve Subaru’da şef mühendislik yapmış Francois-Xavier Demaison ile el sıkışmıştı. Bu gelişme sonunda aracın adının da ortaya çıkmasına yol açtı. Polo WRC.
Alman Otomobil üreticisinin bu ketum tutumları hepimizi kanser ederken, bugün autosport.com “güvenilir” bir kaynaktan aldığı bilgiye göre (şimdi bayılacağım ne kaynakmış) 5 Mayıs günü Sardunya Rallisi için firma basın toplantısı yapacakmış. “MIŞ” diyorum çünkü Sardunya’yı kendi özel gösteri sirkine çevireceğine inandığım Mini ve Prodrive’ın ilk yarışında böyle bir açıklama yapacaklarını sanmıyorum. Ama malum Almanların ne yapacağı belli olmaz. Bu arada son dedikoduları da ben yazayım. Takımın pilotları Petter Solberg ve Nasser Al-Attiyah olması, takım müdürünün ise Carlos Sainz olması bekleniyor.
Geçtiğimiz ay yazdığım lastikler ile ilgili yazıyı sanırım birileri Fransızcaya çevirmiş. Şaka bir yana, Michelin Ürdün Rallisi’nde yeni geliştirdiği toprak lastiklerini kullanıcılara sundu ve şu an yazıyı yazdığım saatlerde ilk gün sona ererken, henüz başa koşan isimlerden lastik patlatan yok. Pilotlar yeni lastiklerin daha uzun ömürlü ve daha ağır olduğunu ve şu an bir önceki lastiğe göre çok memnun olduklarını belirttiler. Helal olsun Michelin mühendislerine.
Takvime baktığımda, RalliTürk.net’e haber editörlüğü yapmaya başlamamın üstünden tam bir yıl geçmiş. Bana kendisi ile çalışma şansını veren sevgili dostum Murat Günarslan’a teşekkür ediyorum. Son olarak da, bu ay itibari ile yazılarına geri dönen Aras Dinçer’e tekrar hoş geldin diyorum. Umarım bir daha hiç ara vermezsin.
2011 TRŞ sezonunun başlamasına azcık kala Ege Rallisi’nde yarışacaklara tekeriniz düz, zamanlarınız hep best gelsin, izleyenlere bol keyifli zamanlar diliyorum. Ege’de yanınızda olamayacağım malum evlilik hazırlığı (ne hazırlıkmış bitmedi gitti.) Ama ERC’de etaplarda olmak üzere diyorum.
Aykut Bilir – RalliTürk Editörü