You are here
Home > VIDEOS > Aykut Bilir; “Vive Le Monte Carlo!”

Aykut Bilir; “Vive Le Monte Carlo!”

Monte Carlo Rallisi biteli kaç hafta oldu yeni mi yazıyorsun demeyin. Sözdü, nişandı, nikah hazırlıkları idi derken biraz geri kalabiliyorum. Özür kısmından sonra gelelim Monte Carlo’ya. Gönül isterdi ki Monaco’da yarışı canlı izleyip sizinle paylaşmak olsun ama ne yazık ki bazı dostlarımız kadar şanslı olamadık.

Monte Carlo Rallisi ve rallilerin ralli adını almasının 100. yılının görkemli bir kutlamasına şahit olduk. Açıkçası bu yarışın IRC’ye geçmesinden çok memnunum. WRC’de bu kadar başa baş bir mücadele gözlemek pek mümkün olmuyordu. Hele ki yarışın 13 etabının 12’sini Yiğit Top’un müthiş anlatımı ile canlı canlı izlemek.

Bu sene Monte Carlo çoğumuzun pek tınlamadığı küresel ısınmanın etkilerini hatırlattı. Monte klasiği karlı buzlu asfalt zemin üstünde müthiş mücadeledir. Takımlar testleri için buna benzer alanları seçip bol bol antrenman yaptılar ama iş starta gelince herkesin yüzünde bir şaşkınlık ifadesi vardı. Her yer kupkuru idi. Basın gününde Petter Solberg’i IRC’nin en hızlı pilotları ile aynı karede görmek bile heyecan verici iken, bir köşede yaşlı kurt Francois Delecour “hele sırıtın, göreceksiniz” edası ile bekliyordu.

İlk etap Stephane Sarrazin’in atağı ile başladı. Malum Sarrazin pist kökenli bir pilot ve hala Le Mans serilerinde yer almakta. Biz kendisi ile ilk defa Subaru Impreza WRC ile asfalt yarışlarda tanımıştık. Ama Monte evine çok yakın olmasından mıdır yoksa Stephane ralli nasıl yapılır öğrendiğinden mi, ciddi anlamda rekabetçi başladı. Günün ve yarışın sürprizlerinden biri elbet ki 2010 IRC şampiyonu Juho Hanninen’in asfalt üstündeki hızı idi. Guy Wilks’de gıcır gıcır Peugeot 207 Super2000 Evo ile enselerinde idi ama malum Guy gene şikayet edip duruyordu. (Ne derdin varmış be kardeşim). Bu arada Skoda İngiltere’nin Norveçli yıldızı Andreas Mikkelsen’de her ne kadar ben asfaltı öğrendim hede hödö dese de beşinci virajda Fabia’sının arka süspansiyonunu tuz edip yarış dışı kalırken sarı Protonlar da ilk günün akşamını göremediler.

Günün gerisi Hanninen şov olarak devam etti. Adım adım ikinciliğe yükselen Belçikalı hafif kaşarlanmış amma asfalt ustalığına saygı duyduğumuz Freddy Loix ise Finlinin hala 45 saniye gerisindeydi. Petter Solberg ise “Yaw bunların alayı hızlı ben de hızlanayım” diyerek üçüncülüğe kapağı atıp günü tamamladılar. Arkalarında Sarrazin, Wilks, Kopecky, Bouffier ve Delecour sessizce hatayı bekliyordu.

İkinci gün gene Hanninen şov ile başladı ki günün ikinci etabında Bouffier gaz pedalının yerini hatırladı. Ekipler servise giderken Hanninen, Solberg, Loix sıralaması ile yarışın biteceği düşünülüyordu. Ta ki servis alanlarındaki telsizler cızırdamaya başlayıp, etaplarda kar yağışının başladığı haberi gelene kadar. Çakal Fransız PSA Grubu Motorsporları Dairesi Başkanı Olivier Quesnel, PH Sport ve Kronos çatısında altındaki bütün pilotlara farklı tipte lastikler takma kararı aldı. Böylece “Biri olmaz ise diğeri kazanır ben her türlü kazanırım” hesabı yaptı. Skoda da Solberg’i Peugeot’un birinci pilotu olarak gördüğünden göz ucu ile onlar ne takmış diye kopya çekip geçiş lastikleri ile ekiplerini donattı. 7. etabının ilk kilometreleri sıcak ofisimden güzel görünürken bir anda etaplara çığ düştü! Ve Monte, Monteliğini yaptı. Artık lastik değiştirmek için çok geçti, ilk on beş araç servis parkını çoktan terk etmişti. Bouffier iki etabı da dakikalık farklar ile kazanırken, kurt Delecour’da motorundaki güç kaybına rağmen çivili lastikleri ile ikinciliğe kondu. Freddy Loix ise üçüncülüğe tutundu.

Ekipler servis parkında donmuş haldeydi. İki saat yağan kar bütün planları altüst etmişti. Hanninen kazanmanın artık zor olduğundan finişe gelmeyi hesaplandığından bahsediyordu. İlk beş sırada dört 207 vardı artık. Sabah geçilen tek etaptan sonra ekipler Col De Turini’nin çift geçilişi için hazırlık yaptılar. Bouffier almış yürümüştü zaten artık kim ikinci diye bekleniyordu. Delecour’un çıkışlarda güç kaybeden motoru ve Solberg’in “aniden” bozulan alternatörü dışında sürpriz olmaz iken, Bouffier bir, Loix iki Wilks üç, Sarrazin dört, Delecour beş, Hanninen altıncı bitirdi yüzüncü yılı.

Dört çeken ağabeylerden birazda iki çeker kardeşlere bakalım. Fransız Pierre Campana gene çok gitti ve Genel Klasman on dördüncü olarak iki çekeri kazandı. Bu arada DS3 R3T’lerin ciddi bir kullanıcı kitlesi oluştu. Sadece Citroen Sport bugüne kadar 112 adet satmış ki özel garajlarda da imal edilenlerle sayı hızla yükseliyor.

Şimdi gelelim Monte Carlo çıkarımlarına. Öncelikle Olivier Quesnel, çok çakal bir adamsın, sana arkamı dönmem. Juho Hanninen, geleceğin şampiyonu olacak ve Finlandiya bayrağını taşıyacak kişi. Guy Wilks, ağlak bebek, bugünde yarında bir numara olmaz. Francois Delecour, Monte Carlo’dan sonra IRC ve İtalya serisinde yarışma arzusu kabarmış ve bu yaşında bile gidiyorum diyenlerin içinden geçti. Helal olsun.

Aykut Bilir – RalliTürk Editörü

Top