You are here
Home > TURKEY > Ralli TR > RalliTürk Adaylara Soruyor; “Yalçın Arsan”

RalliTürk Adaylara Soruyor; “Yalçın Arsan”

Türkiye’nin en hızlı ralli haber sitesi RalliTürk, yeni bir röportaj serisine başlıyor. Yaklaşan ve heyecanı artan olağan genel kurul öncesi, RalliTürk TOSFED Başkan Adayları’na projelerini ve merak edilenleri soruyor…

Adaylığı konusunda ilk sinyali veren, adaylıktan önce yol haritasını çizen biri olarak farklı bir yöntem izlediniz. Hatta Mümtaz Tahincioğlu’nun kendisine “koltuğuna talip” olduğunu söyleyerek mevcut federasyon yönetimin desteğini istediniz. Ancak mevcut yönetim, Demir Berbeoğlu’nu destekleme karar aldı. Siz çizdiğiniz yol haritasıyla neler yapacağınızı açıkladınız, o yüzden farklı sorular yöneltmek istiyoruz.

1.) Demir Berberoğlu yada Satvet Çiftçi seçilirse, onların ekibinde olmayı düşünür müsünüz?
Bu soruyu yanıtlamak için henüz çok erken. Oluşacak yeni yönetime, benim istediğim ölçüde katma değerim olacağını düşünürsem neden olmasın? Diğer taraftan eğer seçilemeyecek olursam 25 yıldır bir şekilde içinde olduğum bu sporun gelecek 4 yılında neresinde durmak isteyeceğimin ve hangi yaklaşımın hedeflerimle daha iyi örtüştüğünün bir değerlendirmesini yapmak gerekecek.
 
2.) Sporun şu an en acil sorunu nedir? Seçildiğiniz takdirde, acil olarak hangi sorunu çözmek için çalışacaksınız?
Bana göre en büyük sorunumuz sporumuzun itibarının düşük olması; tüm diğer sorunların da merkezinde itibarsızlık yatıyor. Bu çok derin ve tanıtım eksikliği ile karıştırılmaması gereken bir sorun: Motorsporlarının toplum gözünde farkındalığı düşük değil, itibarı düşük. Bu nedenle kendine kaynak yaratamıyor, yaratılan kaynak da (insan ve finans kaynağı) kısa ömürlü oluyor. Bu sorun çözülmeye başlamadan ne yaparsak yapalım durum iyileşmeyecek. Bunun dışında sporun otomotiv sektöründen kopmuş olması, medyanın (ihtisas basını hariç) büyük kısmıyla uzak olunması ve sporun profesyonel boyutunun oluşamaması, yani sporda emek harcayan tarafların (sporcu, takım ve hizmet verenlerin) bu spordan hayatlarını kazanır hale gelememiş olmaları diğer büyük sorunlar. Bunlar çok köklü sorunlar ve varolan bakış açılarıyla çözülemediği ortada.
 
3.) Daha önce sporu yöneten isimlerden destek almayı düşünüyor musunuz?
Daha önce bu spora emek harcamış ve herkesten destek almayı düşünüyorum. Ancak bu destek de profesyonel olmalı yani emek harcayan herkes şu ya da bu şekilde karşılığını almalı. Kurulacak olan yeni düzenin profesyonel olması şart. Emeğinin karşılığını vermediğiniz bireyleri sorumlu da tutamazsınız.
 
4.) Doğrudan amatörleri pozitif etkileyecek için bir proje geliştirdiniz mi?
Amatörlerden kasıt sponsoru olmadan yarışanlar ise şu kadarını söyleyeyim: Ben amatörlükten gelmiş bir sporcuyum ve sorunları gayet iyi biliyorum. Bu işi ciddi olarak yaptığım yıllarda ciddi bir sponsorum olmadı ve bunun genç bir yarışçı için ne anlama geldiğini biliyorum. Bu işe heves edip giriş yıllarında bırakan çok sayıda amatör oluyor. Amatörler için alacağım ilk önlem bu ilk yıllarda hayatı onlar için kolaylaştırmak olacak. İlk adımı atmanın ve sponsor bulana kadar devam eden ilk dönemin maliyeti gözle görülür şekilde azalacak. İlerleyen yıllarda ise bu kişiler eğer yeterince kararlı ve yetenekli iseler, yönetimde olacağımız 4 yılda bir bütün olarak kaynakları artacak spordan onlar da bir şekilde fayda görecektir. Amatörlerle ilgili çalışmaları (birçok başka sportif konu gibi) kuracağım ikinci yönetim grubu olan “İcra Kurulu” yönetecek.
 
5.) Bugüne kadar hiç kimsenin dile getirmediği yada hiç kimse bilmediği yepyeni bir fikriniz var mı? Yada yepyeni bir kural yada uygulama olacak mı?
Mucizevi fikirlere inanmam, akıllı fikirlere ve onları destekleyen tutarlı yöntemlere inanırım. Yöneteceğim federasyon şunu yapmaya çalışacak: “Global anlamda rekabet gücüne sahip sporcu ve takımlar oluşması için gerekli olan sportif ve ekonomik ortam sağlamak”. Bu misyon kimsenin bilmediği bir parlak bir fikirle değil, bugüne kadar beraber kullanmadığımız araç, fikir ve yöntemlerin bir bileşkesi ile hayata geçecek. Bu vizyonu da taslak olarak “vizyon” başlığı altında Yol Haritası makalemde paylaşmıştım. Yöntem haricinde benim ortaya koyacağım en önemli yenilik birleşme kavramıdır. Şu an devam etmekte olan tartışma ve kavganın bir tarafı değilim, dolayısıyla hem varolan yönetimden ekipte kalmak isteyenlerin tecrübe ve bilgisinden, hem de şu an sert muhalefet yapan ekibin enerjisinden faydalanacak bir birleşme yaratacağım. Seçime kadar rakip, seçimden sonra hepimiz aynı takımdayız.

6.) Çok radikal bir değişim öngörüyorsunuz. Bu değişim için değişimin kendisi dışında nelere güveniyorsunuz? Kadro mevzuat vs?
Planladığım değişim sistemsel. Radikal olup olmadığı ise göreceli bir konu; çok daha radikal şeyler söylenebilir aslında ama gerçekçi olmaz. Benim önerdiğim değişim radikal olmaktan çok amaç ve araçları iyi tanımlanmış, tutarlı bir iş planı içeriğinde. Bu tip değişimler yaşanırken radikal gibi görünmezler. Ne sağladıkları ancak olup bittikten sonra anlaşılır. Değişim için güvendiğim iki nokta var: Tüm sorunlarına rağmen sporun içinde kalmayı başarmış çalışkan insan kaynağımız ve camianın değişimin gerekliliğine olan inancı. İnsan ve inanç değişimin yakıtıdır.

7.) Nasıl ikna edeceksiniz otomotiv yöneticilerini yönetim kurulunda olmaya?
İkna etmek diye birşey yok, motorsporları otomobil ile yapılıyor. Sadece onlara bu işin profesyonelce yönetildiğini ve sektörün amaçlarına da hizmet edebilecek değerler yaratabileceğini göstermek gerekiyor. Dünyanın en analitik sektörlerinden biri olan otomotivin yöneticileri potansiyel bir fayda görürlerse sporda yer almaktan çekinmeyecektir. Hata yapmamak gereken tek konu elle tutulur, gözle görülür fayda üretecek sistemler kurmak ve otomotivin motorsporları içindeki rolünü duygusal (çok sevmek, vefa borcu olmak vb) nedenlerle değil, rasyonel nedenlerle harekete geçirmektir. Sporumuzda heyecan ve duygunun yeri büyük, ama yönetimsel değil sportif tarafta…
 
8.) Hep örnek verdiğiniz Arkas deneyiminde (Arkas Türkiye Ralli Şampiyonası vs.) neler yalnış gitti? Neden başarısız oldu proje?
Arkas Otomotiv Türkiye Ralli Şampiyonası sportif anlamda başarısız oldu diyemem: Hayatta kaldığı 2 yıl içinde hem federasyon hem de kulüplere hatırı sayılır seviyede kaynak girişi oldu. Bu kaynak doğru kullanıldı/kullanılmadı o ayrı bir konu ve o zaman işin sponsor tarafında olan biri olarak bu sorunun yanıtını bilmiyorum. Projenin tatmin edici olmayan yanı, Arkas Otomotiv’e sağlamakta zorlandığı fayda idi. Üzerine bir de 2008 yılında otomotiv sektörünü derinden vuran krizin gelmesi herkesi zor durumda bıraktı ve üç yıllık projeyi, ikinci yıl sonunda bitirmek zorunda kaldık. Nelerin doğru yapıldığı, nelerin yanlış gittiği sorusunun yanıtı çok uzun; sadece şunu söyleyebilirim: Proje için herkes elinden geleni yaptı ancak motorsporlarının o günkü formatı, beklenen içerikte fayda sağlamaya uygun değildi. Önümüzdeki dört yılda bunu değiştirmeye çalışacağız: Bu işe para ve zaman harcayan tarafların, harcadıklarının karşılığını almalarını sağlamak, otomobil sporlarının kurtuluşu için en ktirik amaçtır.

9.) Sporun kurtuluşu için herkesin biraraya geleceği teknokratlar hükümeti benzeri bir çözüm olabilir mi?
Teknokrat kavramından ne kast edildiğini tam olarak bilmiyorum ama işini iyi yapan bireyleri bir araya getirmek her büyük hareketin temel prensibidir. İnsan olmadan, iş de olmaz. Eğer seçilirsem hem camianın içinden hem de dışından hayata geçirmeye çalıştığımız plana uygun yetkinlikte insanlarla çalışmak, anlatmaya çalıştığım değişimin en önemli boyutlarından biridir.

Top