Hep konuşuyoruz, herkes söylüyor, artık ezberledik…
Türk Ralli Sporu iyiye gitmiyor, hatta bir hayli kötüledi. 2009’un ardından, 2010’da biraz ayağa kalktıysa da, kör topal gitmeye çalışıyor. 2010’da biraz toparlandı diyoruz ama gözden kaçan birşey var, kayıt listelerinin üst kısımları biraz zenginleştiyse de, listenin alt kısımları yani amatörler yada yarı-profesyoneller artık çok çok azaldı. Somut bir örnekle, bu tezi güçlendireyim. Yılların ustası Yüksel Özgür, bu yıl kaç ulusala katıldı? Benim için referans Yüksel Abi’dir. Yüreği, bileği ve hazırladığı otomobiller profesyonel olsa da, o amatörlerin ustası, hocası…
Diğer bir örnek, Delta Sport gibi amatör garajların en büyüğü, dükkanı kapadı, Palio’lar ortadan kayboldu. Bu da, örnek değil mi?
2011 için dedikodular ufak ufak başladı. Anlaşılan o ki, kayıt listesinin üstleri biraz daha şenlenecek. Yeni N4’ler, yeni S2000’ler telafuz edilmeye başlandı. Ancak biliyorum ki, amatörler ve yarı-profesyoneller daha da azalacak.
Ne yapmak lazım diye, birçok rallisever gibi yaptığı gibi ben de hep düşünüyorum. Bir dönemler, gerçekten kar amacı olmayan, sadece maliyeti karşılığı organize edilecek tek marka kupalarını savunuyordum. Çünkü tek marka kupaları bu spora Dünya çapında sporcular kazandırdı. Hem Türkiye’de hem de Dünya’da bunun örnekleri mevcut. Ancak son yıllardaki ekonomik şartlardan dolayı bu taşın altına elini sokacak bir kamikaze ortaya çıkmadı, daha uzun bir süre de çıkmayacak gibi görünüyor.
Tamam, tek marka kupası olmuyor madem, ne yapmalıyız?
Elimizdeki mevcut ulusal şampiyonanın katılımı maddi açıdan daha kolay olsun istedik. Nasıl? Kayıt ve lisans ucuzlasın dedik ama, bir miktar indirime ve A-B-C tipi lisans uygulamasına rağmen pek etkili olmadı.
Peşine mahalli eklensin, yerel sporcular kendi şehirlerindeki yarışa katılsın istedik, bu da istenen katılımı sağlamadı. Bunun da sebebini düşündüm. Aklıma gelen şu; ulusal peşindeki mahallide yarışan amatör, kendini üvey evlat gibi hissediyor, mücadeleye dahil olamadığı düşünüyor, yarışmış olmak yarışıyormuş gibi geliyor. Çünkü İstanbul Ralli Şampiyonaları’ndaki mücadelenin, saniyeler savaşının tadını almış, o tadı istiyor ulusalın peşindeki mahallide ama bulamıyor.
Bu da olmadı, bu da tutmadı, ama pes etmek yok, var mı başka proje? Var…
Daha önce de defalarca kendi aramızda konuşmuştuk. Marmara Mahalli Ralli Şampiyonası adı altında Türkiye Ralli Şampiyonası 2. Ligi. Murat Güray’ın kulakları çınlasın…
Artık zamanı geldi, ihtiyaç dorukta ve arzular şelale. Otomobiller garajlarda yatıyor, amatörler yarışmak istiyor ama ulusalın önünden geçemiyor.
Nasıl olacak peki bu 2. Lig Ralli?
İstanbul’da 3 mahalli var zaten. 1 tane KOSDER, 1 tane SOSDER, 1 tane de BOSSEK mahalli ralli organize edecek. Lisanslar 100 TL, kayıt 100 TL. Amatörün gözünde büyeyen, yarışa girmekten vazgeçiren şu lisans ve kayıt parası. Onu hallederse, zaten “lastik-benzin-servis üçlü paket sorunu” bir şekilde çözüyor . Otomobil de var. Gerekirse yürüterek gidecek yarışın yapılacağı şehire.
N4 girmeyecek, S2000 girmeyecek, WRC zaten yok. Sadece ön çekerler otomobiller. N1, N2, N3, A5, A6, A7, historic’ler ve Gr.H’lar.
Bu sayede ne olacak?
Bence; amatör üvey evlat gibi hissetmeyecek, çünkü kendisi gibi servissiz yarışan olacak, çıkma lastikle yarışan olacak, homologe bitik koltuk kemerle yarışan olacak ve herşeye rağmen mücadelenin içinde olacak.
Zaten bu sporun keyfi mücadele içinde olmak değil mi?
1. Lig’teki ulusalcılar da belki 2. Lig kuralına uygun önden çeker bir otomobille, antreman amaçlı yarışlara katılıp, ayrıca renk katacak, bu da ihtimaller dahilinde.
3 İstanbul toprak olsun, İzmit, Sakarya, Bursa asfalt olsun yada hepsi toprak olsun, yada hiç farketmez yarış olsun da, ne olursa olsun.
İlk başta, 2.Lig; 1.Lig’in katılımını azaltacak gibi gelmesin, 2.Lig zeten 1.Lig’e katılamayanların ligi olacak.
Takvim de içiçe olmalı. 1.Lig bitince, 2.Lig başlamasın. İkisi aynı anda devam etsin. Bence ligler arası sporcu transferi kesin olur.
Artık elimizi cidden taşın altına sokmanın zamanı geldi. En başta federasyon, ardından sporcular ve garajlar. Bu çarkın dönmesi lazım…
MURAT GÜNARSLAN
[email protected]